24 Mayıs 2011 Salı

ses benim sözler hayatın

Buraları unutmuşum ne zamandır uğramıyorum. Yazmaya vaktim yoktu yahut yeteneksizdim. Yok ya o şiir öyle değil değil mi?
Ne fark eder...
Sevmeye de vaktimiz yok.
Peki unutmaya?
Ah işte ona bolca vaktim var şöyle ki önce vaktimin olmadığını unutuyorum. Yapılacak işlerimi unutuyorum. Sonra da unutulacak ne varsa...Gözümde gözlük olduğunu unutuyorum, kahvemi masada, kaygılarımı takvim sayfalarında, kırgınlıklarımı kapıda bırakıyorum. Benim bir şey yapmam gerekirdi ama ne? Ne olduğunu unutuyorum.
Bir boşvermişlikle yaşıyorum tasalanmayı, çalışmayı, sorumlulukları unutuyorum.
Ta ki birileri tüm bu unuttuklarımı bana hatırlatmaya çalışana kadar. Sonra da sorguluyorum kendimi neredeyim ben?
Latife Tekin'in Unutma Bahçesi'nde mi?
Hayır.
Şeref'in unutma enstitüsünde değil mimarlık fakültesindeyim. Ve de final haftasındayım. Ama Bunu sürekli unutuyorum. Bir de sürekli uyuyorum.


'Anlaşılmaz bir yanı yok...İnsan her şeyden önce uyuyan bir varlık, her gün düzenli olarak kendimizden vazgeçiyoruz, çevrene bak, bütün canlılar sadece boşluğun kucağında'' diyecek oluyorum...' Aylarca...mevsimler boyu...'

'Bahaneler yarat, peki...Büyüt boşluğu, kaybol içinde' diyor.
...
'Ses benim yalnızca, sözler hayatın...' (Latife Tekin- Unutma Bahçesi)