24 Mart 2011 Perşembe

akşama davet var

diyelimki akşama bir yemek daveti var ve benim menüdeki bir yemeği hazırlamam gerekiyor. Ve yemek yapmaya dair hiçbir bilgim yok.
Normal bir insan açar tarifini okur malzemelerini alır ve yapmaya başlar ayrıca ne kadar süreceğini bilmediği için bu işe erken başlar ve işini şansa bırakmaz.
fakat karşınızda normal bir insan yok.
Bakalım ben napıyorum.
Önce o yemek nasıl yapılır öğrenmek için tarifine bakıyorum tarifine bakarken gözüm başka şeylere takılıyor yemeği ilk hangi padişah yemişten tutun ilk yoğurdu kim nasıl mayalamışa kadar bir sürü gereksiz bilgiyle donanıyorum. Akşam yemeğine 2 saat kala malzemeleri almaya çıkıyorum, oyalanıyorum malzemelerin yarısını bulamıyorum vakit daraldığı için bazı şeylerden vazgeçmeye başlıyorum. örneğin sarma yapraksız olsun, domates çorbasına domates koymasam da olur tarzında küçük(!) şeyler bu vazgeçtiklerim.
Yemeğe on dakka kala ben masaya koyacağım tabağın desenini seçmeye çalışıyorum. Böyle önemli ayrıntıları unutmamak gerekir. Neden mi? Çünkü sofram midelerine hitap edemeyecektir misafirlerimin.
Aaa niye randevuyu iptal etmedin diye soracaksınız değil mi? ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
En iyisi benim misafirim olmayın.
Ya da biz yemek istemiyoruz derseniz gelin muhabbetim hoştur.

Not: yemekten bahsediyorum ama aç değilim off zaten yemekten de bahsetmiyorum. yediğim tek şey kafam şu dakkada. İstediğim kadar saçmalayıp yarın bu yazıyı silebilirim. ya da silmem ne de olsa blog açılmıyor. okuyan şanslı insanları yemeğe davet ederim. evet evet yemeğe beklerim hepinizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder