15 Eylül 2012 Cumartesi

dürüstlük pistinde damsız bir kelime

Hep aynı duygular geçiriyorsa seni günlüğün başına ya da hep 'bazı şeyleri' yazmayı seçiyorsan kandırmaya devam ediyorsun kendini. Hem de dürüstlük pistinde.
Bir kavga sırasında sadece duyduğun öfkeyi yansıtıyor ama vahşiliğinden dolayı aldığın hazzı saklıyorsan bunu insanlık namına yaptığına kimseyi inandıramazsın. Ya da en azından ben buna inanmayacağım. Sadece aşık olduğunda şiir yazan adam bir süre sonra ihanet etmeye mecburdur. Ya şiire ya aşka ya aşığına ya da okuruna olacaktır bu ihaneti ve hangisi olursa olsun yanında ikinci ihanet gelecektir. Belki de en büyüğü; kendisine olan ihaneti.
Sadece haklıyken kazandığını, sadece mutsuzken ağladığını sadece 'onunlayken' güldüğünü düşündüğünü biliyorum. Oysa sen her kazandığında haklı olduğunu her ağladığında mutsuz olduğunu düşünüyorsun.
Her yazdığımdan bir anlam çıkarmaya çalışıyorsun. Ve bu anlam arayışının nedeni bana olan güvenin değil zamanını boşa harcamış olmanın verdiği korku. Seninle bu şekilde konuşmamdan hoşlanmıyorsun. Daha fazla okumuyorsun. Çekip gidiyorsun.
Ben bir süre daha yazmaya devam ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder