14 Temmuz 2013 Pazar

Dilek Evi

Babil Kitaplığı'nın 11 numaralı kitabı 'Dilek Evi' benim ise bu seriden okuduğum üçüncü kitap. Borges'in önsözü ve beş öyküden oluşuyor.
Dilek Evi
Sahibler Savaşı
Siperlerin Madonnası
Allah'ın Gözü
Bahçıvan
Kipling daha önceden duymadığım bir yazardı. Bir yanda okumam gerekip de henüz okumadığım yazarlar bir yanda henüz adını bile duymadıklarım bir yanda ise tüm kitaplarını okumak istediğim ya da kitaplarını yeniden okumak istediklerim. Hayat kısa. Bu nedenle tanıştığım her yazarı büyük bir zevkle bağrıma basıyorum. Okuduğum her öyküden ayrı bir haz alıyorum.
Dilek Evi'ni beğendim. Yazarın hikayeyi hazırlayışı, bizi bir anda değil de yavaş yavaş fantastik ögelerle sarışı oldukça başarılı. Yapay olmayan diyaloglarla hikayeye dahil oluyoruz ve yine güçlü betimlemelerle o an oradaymışız gibi hissediyoruz. Kitap dün bitti ve ben karakterlerin hiçbirinin adını hatırlamıyorum bile ama kadının ördüğü sepet uzansam tutup alabileceğim bir yerde sanki.
Siperlerin Madonnası ve Bahçıvan öyküleri de Dilek Evi ile benzer özellikler taşıyor. Fantastik ögelerin gündelik olaylara dahil oluşu benzer biçimlerde oluyor. Yazarın yemeğe sırasıyla yaptığı eklemeler aslında işin sırrı, dozunu yalnızca kendisinin ayarlayabildiği. Her ne kadar yazarın dil ve anlatımını, kurguyu sevdiysem de hikayelerdeki fedakarlık, sevgi gibi kavramlar sihir, dilek gibi kavramlardan daha fantastik geldi bana. 'Sevgi başlı başına sihirdir' diye düşünmeyen benim gibi görece duygusuz bir okur için bir karakterin öyle bir fedakarlık yapması bir büyünün gerçekleşmesinden daha imkansız. Yazar tabii bunu bilinçli olarak yapmış olabilir. 'Yalnızca böyle bir durumda fantastik ögeler tetiklenebilir' de bir bakış açısı.
Allah'ın Gözü de severek okuduğum bir hikaye oldu. Diğerlerinden oldukça farklı. Fantastik ögeler burada karakterlerin düşüncelerinde. Borges'in de dediği gibi gerçek olabilecek bir hikaye.
Sahibler Savaşı'na gelirsek, beni bir türlü içine çekemeyen bir öykü oldu. Suçu metrobüse atabilirim. Öyküyü daha sonra tekrar okuyabilirim ama şimdilik ikisini de yapmıyorum ve bu öyküyü yorumsuz bırakıyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder