4 Temmuz 2010 Pazar

yamalı saatler

Yarım bir çemberin üzerinde yürümeye çalışıyorum. Bir yandan şanslıyım başladığım yere geri dönmeyeceğim. Ama düşeceğim boşluk, ipin ayaklarımın altından çekileceği yer? İşte orası muamma.
Saat kaç diyorlar, yuvarlıyorum.
Derdin mi var diyorlar lafı geveliyorum.
Gece bir türlü uyuyamıyorum dönüp dolanıyorum, gözlerimi futursuzca bi o yana bir bu yana çeviriyorum ve aklımı küçük bir kızın eline tutuşturuyorum arkadaşlarıyla ip atlasın diye.
Ya da oturuyorum bir parkta başını döndürmek için küçük bir çocuğun... Çığlığıyla bir dönme dolabım.
Yarım kalıyor tüm saatlerim.
Kahkahalarımdan yama yapıyorum acılarıma, yıkanınca biri çekiyor.
Hüznü kaplamaya çalışıyorum bir parça umutla sökülüveriyor dikiş.
Çemberi tamamlamaya çalışıyorum geçtiğim yollardan kopardığım parçalarla.
Olmuyor.
Geçmişi dikmem için geleceğe, bugünü geçirmem gerek kendimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder