16 Kasım 2013 Cumartesi

Cesur Yeni Dünya

Bazı kitapları okur okumaz haklarında birkaç şey yazmak istiyorum ama eğer bu kitaplar haklarında zaten çok şey söylenmiş kitaplarsa şevkim kaçıyor. 'Cesur Yeni Dünya' için de böyle oldu.
Söyleyeceklerim yeni, farklı veya okunması gereken şeyler olmayacak bu nedenle, ne kitap analizi ne de ahkam kesme sadece aklıma takılan yerleri yazmak. Bir de bol miktarda 'spoiler' var.

Sürükleyici bir roman ama abartıldığını söylemeye de cüret ediyorum.
Öncelikle ya çeviri ya da yazarın dili nedeniyle büyük bir edebi haz aldığımı söyleyemem nasıl yani derseniz hani bazı romanları okurken 'Ne olur bunun filmini çekmesinler' dersiniz ya ben ilk defa bir kitabı okurken 'filmini çekseler de izlesek' dedim (ki çekilmiş sanırım bir ara izlemeli, bir de okurken aklıma Equilibrium geldi.)



Kitap hakkında yazılan yazılarda bunun bir ütopya mı yoksa distopya mı olduğu tartışılırken aynı zamanda bir kapitalizm eleştirisi mi yoksa sosyalizm eleştirisi mi olduğu da tartışılıyor ki bu durumda bir çaprazlama yaparak şu fikirlere ulaşabiliriz.

sosyalizm eleştirisi ve bu nedenle distopyo
sosyalizme övgü bu nedenle ütopya
kapitalizm eleştirisi yani distopya
kapitalizme övgü ve ütopya
ikisini de eleştiriyor

1984 romanını okuyup da 'Bence ütopya' diyeni bulmak zordur oysa 'Cesur Yeni Dünya'da yaşamak isteyen insanlar çıkacaktır. 1984 ile sadece bu noktada kıyaslıyor kimin gelecek öngörüsü daha fazlaymış gibi tartışmaları komik buluyorum. Kitabı salt sistem eleştirisi olarak almayı veya illa bir cennet cehennem sınıflandırmasına sokmayı doğru bulmuyorum.
Kitabı birçok açıdan ele almak mümkün. Sosyolojik, ekonomik ya da psikolojik. Hiçbir dalda ahkam kesecek bilgiye sahip olmadığımdan belki bir bilen vardır diyerek aklıma takılanları yazıyorum.

Yeni Dünya'da seks üreme amacıyla yapılmıyor, bebekler şişelerde dünyaya geliyor ama cinsiyetsiz bir toplum yaratılmıyor. Üreme seks ile olmasa da yapay ortamda da olsa toplumda kadın ve erkek cinsiyet ayrımına ihtiyaç duyuluyor. Herkesin herkese ait olduğu seksin küçük yaşta öğretildiği ve sadece hazza yönelik olduğu bir dünyada grup seks yapılan ayinde bile bir kız bir erkek şeklindeki oturma düzeninin vurgulanışı da ilginç geldi bana. (ki kitabın bir yerinde daha özellikle karşı cinslerin birleşmesi vurgusu yapılır) Bir de aynı sınıf içindeki seçimler ve güzellik kaygısı da ilginç ki evet Bernard sınıfına göre farklı fiziksel özelliklere sahiptir, istisnadır ama Lenina'nın fiziksel özelliklerinin hem kendisi hem de ondan bahseden erkekler tarafından sürekli vurgulanması da aklıma takılan başka bir soru işareti.
Freud ile Ford arasındaki ilişki kitapta açıkça söyleniyor ama Vahşi'nin annesinin yatağındaki adamı vurmak istemesi, daha sonra Lenina ile annesini özdeşleştirmesi, kırbaçlama kısmında olduğu gibi olaylarda da Freud'a rastlamak mümkün. O dönemde Psikiyatrinin başlı başına bilim kurgu konusu olması da şaşırtıcı olmaz zaten. (Çocukların cinsellik ve ölümle tanışma eğitimleri, ölüm korkusunu yenme çabaları, şartlandırma ve her şeyden önce anne baba kavramını yok etmek.)

Hakkında çok şey söylenen ve söylenebilecek bu kitap hakkında yazma şevkim kaçmışken bu kadar yazmış olmama şaşıyorum ama aklımdaki soru işaretleri de yazdıkça artıyor.

Kitapta 'kahraman' veya 'antikahraman' diyebileceğim birinin olmayışı (belki siz bir kahraman bulmuşsunuzdur kendi adıma konuşuyorum.) kitabın en sevdiğim özelliklerinden biri oldu. 'İşte Bernard' diyorsunuz bu toplumun dışında kalmış biri, derken Watson çıkıyor karşınıza e o da sisteme uyum sağlayamıyor. Peki ya Vahşi? Sonradan gelip kitabın kahramanı olabileceğini mi sanıyor, yo yoo. Bu çok kötü diyebileceğimiz bir karakter de yok ki, müdürün duyguları, Mustafa Mond'un da düşünceleri oldukça karmaşık.

Belli bir baş karakter yoksa, bu kitabın ütopya mı distopya mı olduğu tartışılıyorsa bu kitaba 'tutarlı' diyebiliriz bence.

Bir yazar kitapların okunmadığı bir ütopya yaratmaz belki ama beni ıssız adaya yolla ki daha çok yazayım, diyebilecek bir karakterle özdeşleşip yarattığı distopyadan kendine kaçış payı ayırabilir.

Not: Kitapta bir sürü yerin altını çizdim ama bu spoiler dolu yazımı okuyan zaten kitabı da okumuş olmalıydı bu nedenle alıntılarımı olur da tembellik yapmazsam başka bir başlıkta yazarım.
Not: Kitaba hala goodreads üzerinden kaç puan vereceğimi bilmiyorum. 3 ile 4 arasında gidip geliyorum.

Not: Bahsettiğim çeviri goodreads  bağlantısı verdiğim baskıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder