Hele de yıllar geçtikçe. 25 yıla neler sığmaz ki! Mesela dile getirirsem olmaz diye kimselere söyleyemediğim bir hayalimi 25 yaşından önce gerçekleştirmeliyim. Kim bilir bunun için hala 364 günüm var. Sonrasında ya hayalimi gerçekleştirmekten umudu keser ya da 30'a sonra 40'a ötelerim. (Eğer vazgeçersem söz seneye meraklısına açıklarım.)
Her zamanki gibi geçmiş yıllarımı sorgulamıyor bir sonraki yıl için de radikal kararlar falan almıyorum. ( şu hayal meselesi ayrı mevzu ama). Aslında bu yazıyı da sırf doğum günü serimi devam ettirmek istediğim için yazıyorum. Arkadaşım doğum günümde hediye almadı diye üzüldüğüm çocukluk yılları, niye dünyaya geldik ki sanki dediğim ergenlik dönemi, aman yaşıyoruz işte bu da öyle bir gün dediğim şu yaşlarım ve kim bilir 'neden hala yaşıyorum' diyeceğim 29 kasımlar güzel bir derleme olabilir. Ama hiçbir konuda düzenli, tutarlı vs. olmadığım için bu son doğum günü yazım da olabilir.
diğerleri için bkz: #doğum günü daha da eskileri küçükken tuttuğum günlüklerde ki evlere şenlik, akıllara ziyan.
(Not: Acaba bugün birileri Gökhan Özen'in doğum gününü de kutluyor mudur? )
(Not: Dün Zebercet'in doğum günüydü. Onu da unutmadık.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder