5 Nisan 2010 Pazartesi

Baharın İlk Kelebeği

Bir yerde okudum deriz ya hani ya da bir filmde gördüm...Kısacık bir cümle ya da bazen bir sahne bizi öyle etkiler ki yıllar geçse de kalbimize ya da aklımıza sızmış olan bu parçalar unutulmaz. 'En çok hangi kitaptan etkilendin?' diye sorsanız bana cevap veremem, en çok hangi filmi seviyorsun ya da hangi şiir seni anlatıyor? Tüm kahramanlarının adını hatırladığım, defalarca okuduğum kitaplar yok, posterlerini odama astığım, repliklerini ezberlediğim ve tekrar tekrar izlediğim filmler de yok.

'Bir kitap okudum ve hayatım değişti.' benim için sadece henüz okumadığım bir kitabın ilk cümlesi. Ama okuduğum kitaplarla birlikte yaşadığım, onları da bir yerlerde bir şekilde tanışıp konuştuğum insanlar saydığım doğru. Kimisini daha çok tanımak isterdim, kimisiyle küs ayrıldık, kimisi beni anlamadı, kimisini ben anlamadım, kimisi gerçekten dostum oldu kimisi tek gecelik bir hevesti ama hepsi hayatımdan bir şekilde geçti ve bir iz bıraktı.

Baharın ilk kelebeğini merakla bekleyişim, batıl inançlarım olmadığı halde bir öyküdeki böylesi bir inanca bağlanışım başka neyle açıklanabilir?

Bu yıl gördüğüm ilk kelebek 'sarı' ama ben oyunbozanlık yapıyorum, kelebeği dışarda değil de yurdun dar koridorunda gördüğüm için 'bu sayılmaz' diyorum. Kendimce kurallar koyuyorum. 'beyaz' kelebeği bekliyorum.

İstisnasız her bahar aklıma düşen bu öyküyü sizinle paylaşmak istedim belki siz de bu oyuna katılırsınız. İlkokul 4. sınıfta okuduğum bir Ömer Seyfettin öyküsü, çok sevdiğim ilkokul öğretmenimin takdir belgesi yerine hediye ettiği 'Bahar ve Kelebekler'...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder