2 Nisan 2010 Cuma

bu da benim ütopyam

''Her şeyi son güne bırak ve hayatının sonuna kadar keyfine bak'' ( neslihanim)

Belki Adonis kadar havalı durmadı 'neslihanim' ismi, cümle de 'damlaya damlaya göl olur' cinsinden 'hakkında bir yazı yazın' şeklinde bir ilgiyi asla göremeyecek ama neyim eksik benim şu hayat felsefesi çıkaranlardan heh?

Yok gününüzü yaşayın yok her şeyi zamanında yapın yok güle ulaşmak için otları ezmeyin yok mutluluk içinizde yok bilmemne... Sıkılıyorum böyle şeylerden, sürekli öğüt veren her zaman her şeyi bilenlerden. Sıkılıyoruuuum. Al işte bu da benim felsefem.

Bazen kıskanmıyor değilim ajandası olan, günü gününe çalışan ve saatlerini ayarlayabilen insanları. Bense saate hiç bakmıyor, hangi günde olduğumuzu dahi bilmiyorum. Görelilik kuramını ne kadar seviyorsam şu saati bulan insanlardan da o kadar nefret ediyorum.

Ne bileyim konserlere bilet alma derdi olmasın, sinema biletleri hiç bitmesin, en güzel koltuklar kapılmasın, son kayıt tarihi, son başvuru, son teslim vs. tarihi şeklindeki kavramlar olmasın, rezervasyon kelimesi türkçeye girmesin, dersler belirli bir saatte başlamasın biz istediğimizde gidelim, pazar günü her yer açık olsun özellikle kırtasiyeler, saat 12den sonra otobüsler bitmesin, haftasonu hafta içi diye ayrım olmasın hatta hafta 7 gün, gün 24 saat, saat 60 dk. da olmasın...

Çok şey istiyorum farkındayım ama bu da benim ütopyam. 'geç kalmak' 'yetiştirememek' 'yetişememek' gibi kavramların olmadığı bir dünya istiyorum evet devrim yapcam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder