17 Temmuz 2010 Cumartesi

Keşke...

Sadece bir zamirdim. Yüklemsiz bir cümlede üç noktanın arkasına sığınan, ünlemlerden kaçıp gizlenmeyi benimseyen bir özneydim. Hiçbir önemi olmayan, hiç okunmayan sıfatsız bir kelimeydim sadece. Tüm bunlar ne zaman başladı ve nasıl sona erdi bilmiyorum. Yalnızlığımın farkına vardığım gün yerimi yalancıların aldığını gördüm. Onların unvanlarla dolu yakaları, abartılı zarfları ve bir sürü virgülü vardı. Bu kalabalıkta soru işareti yoktu, merak yoktu. Sadece Parantez içleri ve birbirini yemeye hazır tırnaklar vardı. Onlara böyle uzaktan baktıkça gerçeği görebiliyor, çıkardıkları sesin sadece gürültü olduğunu duyabiliyordum başıboş bir orkestradan çıkan.
Kimseye bir şey diyemiyordum.
Kimse beni dinlemiyordu. Gücüm yoktu.
Benimle bağıracak kelimelerim yoktu. Ben sadece 'BEN'dim. 'ONLAR' olmalıydım kalabalık ordumla ya da 'O' olmalıydım tüm gizemiyle. Hele 'BİZ' olmayı öyle çok isterdim ki...Oysa sadece 'BEN' yalnız üç harf, yanında üç nokta...
BEN...
Şimdi her şeyin sona erdiği yerdeyim. Hiçbir isteğim olmadı hayattan ben olmaktan başka ama keşke 'SEN' beni anlasaydın. 'SİZ' beni duyabilseydiniz ve 'BİZ' olabilseydik.
Keşke...

3 yorum:

  1. "BEN"i kimse bu kadar güzel anlatamazdı sanırım :) saugılar ahhaha

    YanıtlaSil
  2. Neslinanim dilbilgisini cok iyi bildigini gostermişsin:P
    güzel bir deneme olmus canım,,yazmaya devammm:)

    YanıtlaSil