12 Ocak 2011 Çarşamba

Kovan

Örneğin ev ne? Evet iyi bir soruydu, şu anda içinde barındığı bu yapı neydi? Rakıdan küçük bir yudum aldı.
Bu ev bir kovandı. Bu ev bir kovansa o da bir arıydı. O bir arıysa bu kovanı kendi salgıları ve çabalarıyla yapması gerekirdi. O zaman ne burası bir kovandı, ne de o bir arı.
Ev benim gövdem, dedi. Tavan arası ne? Benim kafam. Tavan arasındaki kovan ne? Benim beynim. Kovandaki arılar ne? Benim düşüncelerim. Güzel dedi. Rakıdan bir yudum aldı. Peki dedi, evin içinde dolaşan ben kimim?
...

Tabancasını çıkarıp kovana doğru bir el ateş etti. Arılar saldırının nereden geldiğini biliyorlardı, doğrudan ona yöneldiler. Bir el daha ateş edemezdi, arılar bütün bedenini kaplamıştı.
Telefon da çalmıyordu artık.

2 yorum:

  1. Gğezl miş, ben ahmet ümit'in kavim kitabında böyle bi şey okumuştum bu nedir acaba? kimdendir?

    YanıtlaSil
  2. Cemil Kavukçu'nun 'Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak' adlı öykü kitabından bir alıntı.

    YanıtlaSil