6 Aralık 2011 Salı

Bir aşk hikayesi

Uyarı: Bu yazı aşırı miktarda 'jüri' içermektedir. 
Yol yakınken kapatıp başka bir yazıyı açabilirsiniz. (Ama tercihen benim güncemden olsun lütfen!) Her günce deyişimde de Nurullah Ataç'ı anarım ki yeri ayrıdır.
Ee hani jüriden bahsediyordun Nurullah Ataç nereden çıktı deme. Çıkar. Mesela Nurullah Ataç güncesinin bir yerinde doğal manzaralardan çok insan yapımı manzaraları sevdiğini söyler. Bir dağ manzarası güzeldir ama iyi bir mimariye bakmaya da doyum olmaz. (Yani bu tarz bir şeyler söylemiştir. Tam alıntıyı bulursam bir ara paylaşırım, yalancısı olmayalım.) İşte bakın nasıl da bağladım Nurullah Ataç'la mimarlığı.
Bir de bu aralar kendimi mimarlığa bağlasam her şey ne kadar güzel olacak. (İşte yavaş yavaş sadede geliyorum.)
Hafta sonundan beri 'Perşembe günü jürim var bir şeyler yapmalıyım.' diyerek geziyorum. 'Demek' ve 'gezmek' eylemlerini başarıyla yerine getiriyorum hem de. Ayaklı bir takvimmişçesine etkinlikleri kovalıyor, nerede ne var atlıyorum. Bu arada her gün hocalarıma 'Hocam bugün okuldaysanız geleceğim' diyor, onlardan söz alıyor ama okula uğramıyorum.
Oysa ben de isterim projemi hafta sonu çizmeyi, pzt modelini yapmayı, salı photoshopta düzenleyip, çarşamba çıktı almayı. (Sahi var mı öyle insanlar?) Bense bugünü de bitmiş sayıyor ve tüm işleri Çarşamba gününe bırakıyorum. Yani jüriden bir gün öncesine yani nam-ı diğer 'son gün'e. E tabi sonra yetişmiyor, çizimler yarım yamalak kalıyor ve jüriden 'fikir güzel ama...' nidaları yükseliyor.
Yaa evet fikir güzel ama 'fikir' hiçbir zaman yetmiyor. Zaten fikre önem verildiği nerede görülmüş. Ay ilahi! Senden istedikleri derslerinden başka bir şey düşünmemen, kulağını gözünü kapatman ve 'öğrenmeyen öğrenci' olmandır neticede. Bunları yapmazsan hep 'eksik' kalırsın ve başkalarının gözünde  hep 'başarısız'. Oysa istediklerini yapsan...
Gerçi bu kez öyle bir durumdayım ki ne istediklerini bilsem onu da yapacağım ama olmuyor onu da anlamıyorum. Hatta ne istediğimi de bilmiyorum. Projeme bakıyor ve 'ne istiyorsun?' diyorum. Benim olman için ne yapmam gerekir söyle! Bu kez hocaların 'iyi' diyebilecekleri bir fikrim de yok. Yaaa çizseydim A alcaktım çizmedim eksik yaptım o yüzden notum düşük diyerek de kendimi kandırıp tatmin edemeyeceğim yani bu kez. Baştan 'fail' ( Burada Nurullah Ataç'tan özür diliyorum.)
Yine de hikayenin sonunu merakla beklemekteyim. Belki sevmeden evlendirilen çiftin romantik komedi konusu aşk hikayesine döner projemle ilişkim. Bir bakarsın aşık olmuşuz. Jüri nikah defterine şahit olarak imza atıyor falan. Neden olmasın?
(Ayrıca yazının başlığına kanıp da farklı şeyler beklediyseniz, küfretmeyiniz. Baştan uyardım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder