7 Ocak 2012 Cumartesi

Dikkat: Hasta iken okumayınız

Beş yıl önce elimde bir kitap yatağa uzanmışım. Kitabın adı 'Aylak adam'. Kitap kurdu sıra arkadaşımla kitap değiş tokuşu yapıp duruyoruz o yıl. Öss'e hazırlık süreci deyip geçmeyin ömrümde en çok kitap okuduğum dönemdir. Evdekileri de kitap okuyunca soruları daha iyi anladığıma ikna ettiğimden kitabı bırak da test çöz demeyi bırakmışlardı. (Keza sonuçta Türkçe'den tüm soruları doğru yapıp matematikten hiçbir şey yapamayınca bir yerlerde bir yanlış olduğunu düşünmüş ama ne olduğunu bulamamıştım.)
Neyse arkadaşım kitabı bana verirken 'Değişik bir kitap beğenip beğenmediğimi anlamadım.' demişti. 'Ama büyük ihtimal sen seversin. Fikrini merak ediyorum.' demişti. Bir kitabı beğenip beğenmediğinin anlaşılmaması benim de başıma sık gelen bir durumdur. Sevdim ya da sevmedim diyemem öyle çivilenir kalırım. Neydi şimdi bu?
Kitabı aldım ve eve gider gitmez okumaya başladım. Fakat o gece şifayı da kapmışım bir yerlerden. Bir yandan 'Aylak Adam'ı okuyorum bir yandan da yatakta terliyorum, gözlerimden yaşlar geliyor. Hastalıklı bir ruhla hasta bir bedende tanışırsanız o ruh o bedene sahip olur.
Yatakta dönüp dururken, kısa süren uykuların anlamsız rüyalarında hep C. vardı. Ya ben B. oluyordum ya N. idim. Ya da C. Ya vazgeçiyordum, ya resim yapıyordum ya sokakta dolaşıyordum. Kitabın içine hapsolmuştum ama. Yeter! diye çığlık atmak istiyordum. Kitabın içinden çıkmak istiyordum.
Tüm gece hastalıkla ve de kitapla boğuştum. Kitabı hatırlamıyorum ama kitabın içine hapsolmuş halimi dün gibi hatırlıyorum. Ben o sokaktaydım, ben o masadaydım, ben o ailenin bir üyesiydim ve cık cıklıyordum. Ben merdivenleri çıkan arkadaşına sevgilisinin adını soramıyordum. Ben otobüsün arkasından bakakalandım. ben en çok B. olmak istiyordum. Ben geçip gidendim, terk edendim. Ben bekleyendim. Kafamda B. ile C'yi karşılaştırıyor yine ayırıyordum. Ve daha neler neler. Araya tanıdıklarım giriyordu. Ya da tanımadığım yüzler belli ki onlar da kitap kahramanı.
Kitabı geri verirken ben de emin olamamıştım işte sevip sevmediğime. Kitap beni içine almıştı. Ben kitabın içine dalmıştım nasıl sevmezdim. Ama ya gece boyunca gördüğüm kabuslar. Bir daha hastayken kitap okumayacaktım.
Sözümde durmadım ve iki gün önce elime yine bir kitap aldım. Woody Allen bu kez. Onun mizahı bana iyi geliyor belki de ilaç olur derken Woody de yaptı yapacağını. Beni aldı daha önce tiyatrosunu da izlediğim 'Tanrı' oyununun içine kattı.
'Tanrı Öldü!' demelerim eski yunan sokaklarında koşturmacalarım, kocaman tahta bir atı kim ne yapsın ki? Bir tiyatroya misafir olmuş, kitap yazarının da tiyatro yazarının da tiyatrodaki yazarın da yazdıklarına aykırı davranmıştım. Ve hastayken tiyatro oyuncusu olmak inanın çok yorucu.
Eğer hastaysanız bir romana girmeye kalkışmayın. Ama yine eğer bir romana girmek istiyorsanız bunun en iyi zamanı hasta olduğunuz zamanlar. Tıbbi bir bilgim olmadığından hangi hastalıklarda geçerli olur bilemeyeceğim ama ben denedim grip tek gidişlik bileti sağlıyor. Ama size tavsiyem yine de hasta iken okumamanızdır.
(Hastal seyahat gibi bir isim verilebilir bu olaya. Bence araştırılsın bu, dünyaya bir katkım olur böylece.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder