15 Şubat 2012 Çarşamba

bir mimarlık mahkumunun son dönemi

Artık  burada 'bir mimarlık mahkumunun son dönemi' adlı yapıtımı izleyebilirsiniz. Belki son dönemim olmaz cezam uzar. Yalnız şu benzetmede mimarlık 'idam' mı olmalı yoksa 'cellat' mı ona karar veremedim. Bir mahkumun celladına duyduğu aşk ziyadesiyle mevcut. Öte yandan mimarlığın ta kendisi de ölüm. Hayatın çoğu pisliğinden kurtardığı gibi seni, güzel bir pencere açıp cenneti yaşatabileceği gibi,ortamı ve insanları nedeniyle de tam bir cehennem. Baştan sona ego giyinmiş zebaniler ellerinde t cetvelleriyle sırıtıyorlar. öte yandan minimalist melekler beyazın büyüleyiciliğiyle ortalıkta geziniyor, modernist bazı melekler şeffalığı seçip camlardan geçiyorlar. Kimisi cafcaflı ama zevkli kimisi cin ali gibi sadece çizgilere itaat ediyor. Burası böyle renkli bir dünya. İçine dalsan bir dert dalmasan başka bir dert.
Bindik bir alamete ve 4 yıl okuduk (henüz 4 yıl dolmadı ama sen bir de bana sor.) Okumakla bitecek de değil. Dedim ya aldığım şu mezuniyet belgesi giyotinim olacak oraya gelene kadar intihar etmezsem tabi.
Niye böyle kötü kelimelerle anlatıyorsun korkunç benzetmeler yapıyorsun derseniz nedeni sevmemem değil bilakis çok sevmemdir.
Seviyorum ama her şeyde olduğu gibi sevgimi gösteremiyorum. O benim kendisini sevmediğimi ve hep onu aldattığımı düşünüyor. Ona sürekli bir şeyler vadeden insanlara kanıyor. Benimse 'senin olmak için doğdum, birbirimiz için yaratılmışız' yalanlarına karnım tok. Yani sevgili mimarlık burada direkt sana sesleniyorum 'Beni azıcık anla. Çok fazla üzme. Bizim de mizacımız bu azıcık da tembeliz. Hem sana zamanında dedim sana layık değilsem bırak beni ama yoook peşimi de bırakmıyor kendine aşık ediyorsun. Sonra da kölen olalım istiyorsun ama görüyorsun ki olamıyorum. beni böyle seveceksen sev. ya da gördüğün gibi işte ruhumu sana teslim ediyorum. idamım bu dönem elinden olacak daha ne istiyorsun?'
Sevgili okuyucu bu noktada tekrar sana dönüyorum. Mimarlıkla aramdaki bu garip ilişkiyi çözebilmiş değilim. Ama bu dönem çalkantılı bir özel yaşamımızın olacağı aşikar. Sen de bu yaşama ara sıra tanık olacaksın. Zaman zaman bana 'Ayrıl lan bundan seni sevmiyor.' diyeceksin zaman zaman da 'naz yapıyor. siz birbiriniz içinsiniz.' diyeceksin. Bazen bana kızacaksın. 'Azıcık ilgilen şununla' diyerek bazen de ona ' Görmüyor musun senin için yaptıklarını?' diyeceksin. ya da tepkisiz kalacaksın.
Olur da mezun olursam sizi düğünüme ay pardon cenazeme beklerim. Direkt idam edilişimi görmek isterseniz jürime beklerim. Olmadı biz sonradan katılalım derseniz ben size çalıştığım iş yerinden -cennetten veya cehennemden veya işsizsem araftan- mektup atarım.
sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder