7 Şubat 2012 Salı

Ya olduğu gibi gör ya da...

İnsanların hakkımdaki birbirinden ilginç düşünceleri beni daima eğlendirmiştir. (Daha doğrusu bunu genelleyip insanlığa da mal edebiliriz hepimiz hepimiz için böyleyiz falan diye ama genellemelerden uzak durup kendimden bahsedeceğim korkmayın, senden bize ne derseniz de okumayın.)
Lise yıllıklarını bilirsiniz herkesin canım cicim olduğu zamanlardır bunlar. Bir de herkesin aslında lisedeki haline hiç benzemeyen fotoğraflarıyla doludur. Yıllar sonra o yıllıkta benim fotoğrafıma bakan birisi çok rahat 'Bizim okulda böyle bir kız okumadı.' diyebilir mesela. Açıkçası yıllar sonra olmasına da gerek yok muhtemelen o yılın sonunda bile 'Bu kim?' demişlerdir. Neyse çok da fazla abartmayalım ortada Çirkin Betty tarzı absürt bir değişim yoktu sonuçta ama yine de liseye tabiri caizse paçoz bir halde giden birisi olarak masmavi kalemli bir makyajla maşalı saçlarla o ben ben değildim. Bir arkadaşımla geçen muhabbeti de buraya aktarırsam ki her hatırladığımda gülerim, sanırım bu durumu özetler;

T: aaa Neslihan kim bu kız bana ayarlasana. 'Güzelmiş.'
N: Bu kız sana bakmaz ama şu fotoğraftaki 'karizmatik' çocuğa bakabilir. Ona ayarlayabilirim bak.

Evet görüldüğü üzere ne kız güzeldir ne de çocuk karizmatik. Fotoğraflar üzerine uzun uzun konuşabilirim ama bunu yapmayıp yazılara geçiyorum. Ve yukarıdaki konudan bu olaya nasıl bağlayacak diye merak edenleri de aydınlatıyorum.
Yıllığıma yazan arkadaşlarımın hepsi farklı şeylerden bahsetse de hemfikir oldukları bir konu vardı; 'Gevezesin' ta ki bir çocuk 'Çok sessizsin.' yazana kadar. Sevgili arkadaşım eğer biz seninle sadece selamlaştıysak bugüne kadar hani benim tüm gevezeliğime rağmen muhabbet bundan öteye gidemediyse bu beni sessiz mi yapar? Kim bilir belki de.
Yine lisede bunalımlı bir dönem geçirirken (tamam tamam ergendik işte) ve neredeyse her gün saçma sapan nedenlerle mutsuzluk triplerine girerken bir çocuğun bana 'Neslihan şu sınava hazırlık döneminde bu kadar neşeli olup hep gülmene şaşırıyorum.' demesi üzerine yine gülmüştüm. Ona bunun bir tepki olduğunu komik olan bir şeye gülmenin aslında mutsuzlukla ilgisi olmadığını vs. anlatacak değildim. Gülmek güzeldi. Öyle görünmek de.
Ama beni 'hep gülen' biri olarak görenler çok azdır. Daha ziyade 'somurtkan, sıkıcı, kendini beğenmiş, soğuk, sessiz ve kesinlikle inek' biriyimdir. Bazı hocalarıma göre gerçek bir salak bazılarına göre ise tam bir gerizekalı. Bazı teyzelere göre çok efendi bazılarına göre şirret. Bu liste uzar gider.
Bu yüzden bana 'Sen aslında şöylesin ama kendini şöyle göstermeye çalışıyorsun.' diyen insan, öncelikle sen bana 'sessiz' diyen lise arkadaşım gibi 'selam naber'den öte konuşmadığım birisin ve beni ancak o kadar tanıyabilirsin. At gözlükleriyle bakınca farklı görüldüğünü öğrenmiş olsaydın o gözlükleri zaten çıkarırdın. İkinci olarak 'Sen tek değilsin, ilk de değilsin ve bu artık umurumda değil.' Üçüncü olarak da 'Beni anlaman için hiçbir şey yapmayacağım.' Anlama. Beni tanıma zaten. Çünkü sen zaten herkesi tanıyorsun hatta üstüne üstlük psikiyatri yeteneklerinle analiz yapıp sonuca ulaşıyorsun. E daha ne olsun.
Hani 'Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol' derler ya o sözün doğrusu şöyle olmalıydı,
'Ya olduğu gibi gör ya da göründüğü gibi bak.'

(Not: Bu yazıda bahsedilen kişiler hayal ürünü değildir ve sondan eklemeli dil ailesine mensuptur. Sinirim bir kişiye yönelik değildir birinden diğerine aktarılan ve çoğalarak gelen meksika dalgasıdır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder