6 Şubat 2012 Pazartesi

ego ego ego

''Tek bildiğim şu, aklımı kaçırıyorum,'' dedi Franny. ''ego ego ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de başkalarınınkinden de. Bir yere varmak, farklı ve ayrıcalıklı birşeyler yapmak, ilginç biri olmak isteyen herkesten bıktım usandım. İğrenç bir şey bu - iğrenç, iğrenç. Kimin ne dediği umrumda bile değil.''
Lane bu sözler üzerine kaşlarını kaldırdı ve, görüşünü daha iyi belirtmek için, arkasına yaslandı. ''Sırf rekabetten korkmadığından emin misin?''dedi önceden hesaplanmış bir sükunetle. ''Bu işten fazla anlamam ama, iyi bir psikanalist- yani gerçekten yetenekli biri- senin bu sözlerini muhtemelen-''
''Rekabetten korktuğum filan yok. Tam tersine. Bunu göremiyor musun? Rekabet edeceğimden korkuyorum ben- beni asıl korkutan bu. Bu yüzden ayrıldım Tiyatro Bölümünden. Ben herkesin değer yargılarını kabule korkunç bir şekilde koşullanmışım diye, alkışlardan ve insanların benim için deli divane olmasından hoşlanıyorum diye, bunun doğru olması gerekmez ki. Bundan utanıyorum. Bıktım usandım. Tam bir hiçkimse olacak cesaretimin olmamasından usandım. Kendimden de bir çeşit ses getirmek isteyen herkesten de usandım.''

(Franny ve Zooey- J.D.Salinger sf:27-28) 




dipnot: Okula başlamadan bırakmayı düşündüğüm doğrudur. Franny gibi olamam onun gibi 'muhteşem' değilim. Yazıdaki tiyatro bölümü yerine mimarlık yazınca mana kat kat artıyor. (egonun da arttığına eminim.) Neyse efendim günün anlam ve önemine de uygun olsun. Belki tinerci olurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder