2 Mart 2010 Salı

NORMAL

Selam günlüğüm, diye başlıyorum ve ardından 'Bugün günüm normal geçti.' yazıyorum. ve ikinci gün de aynısı 3.sü de... derken 'normal' olmayan bir günden bahsediyorum. annemin 'Kızım bunu yaz bir yere' demesi üzerine ' ayla aplamın düğününe gittik' yazıyorum. Okullarda bize öğretilen 'Bugün kalktım, elimi yüzümü yıkadım önlüğümü giydim, kahvaltı yaptım ve dişlerimi fırçaladım.' kalıbını 'NORMAL' kelimesinin içine sığdırıyorum ve kısa kesiyorum. Oysa en güzel hayallerimin, en çılgın düşlerimin olduğu zamanlar ilkokul yıllarım; ama korkuyorum onları yazmaktan elimdeki defter bir ajanda ve her güne bir sayfa ayrılmış her saate bir satır...
Sonra yazmanın tadını alıyorum hiçbir günümün 'normal' olmadığını farkediyorum. ya da 'normal'in her güne aynı şekilde yakışmayacağını...Böylece başlıyor 'günlük' maceralarım. Yazmak için süslü bir deftere renkli kalemlere ihtiyaç duymuyorum, yazdıkça yazıyorum. Bu kaçıncı günlüğüm artık bilmiyorum dediğim zamanlarda acaba 'blog' mu yazsam diyorum. Bunu söyledikten sonra yine birçok defter eskitiyorum ama cesaret edemiyorum bir türlü 'blog' yazmaya. Tek yazanın ve tek okuyanın 'ben' olduğum bir diyardaydım çünkü.
İlk günlüklerimde olduğu gibi ' günüm NORMAL geçti ' yazarsam şaşırmayın ama hiç susmayıp her şeye atlarsam da...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder